Dikkat Eksikligi Hiperaktivite Bozuklugu
Dikkat, konsantrasyon, hareketlilik ve dürtü kontrolü alanlarındaki sorunlarla karakterize olan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağının en sık görülen psikiyatrik bozukluklarındandır. Tedavi edildiğinde belirgin düzelme sağlanabilmekle birlikte tedavi edilmediğinde psikiyatrik ve sosyal sorunlara yol açabilmektedir. Aile, ikiz, evlat edinme ve segregasyon analizi gibi çalışmalar yapılmasına karşın, genetik geçiş şekli hakkında kesin bilgi edinilememiştir. DEHB, klasik Mendelian kalıtım paterninden farklı, birçok genin birbirleri ve çevreyle etkileşimi sonucu oluştuğu varsayılan karmaşık genetik bozukluktur.
DEHB olan bireyler üç grupta incelenirler:
A. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Bileşik Tip
B. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Dikkatsizliğin Önde Geldiği Tip
C. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Hiperaktivite-Dürtüselliğin Önde Geldiği Tip
Aşırı Hareketlilik: Hareketlilik çocukluk döneminin normal özelliklerindendir. Hareketliliğin yaşıtlarına göre belirgin olarak fazla olduğu, bu davranışların oyun, anaokulu, okul gibi günlük işlevlerde, arkadaş, aile ve/veya öğretmenler için sorun oluşturduğu yani çocuğun işlevselliğini etkilediği durumlarda aşırı hareketlilikten söz edilebilir.
Dikkatsizlik: DEHB’li çocuklar dikkatlerini bir noktaya toplamakta zorluk yaşamaktadırlar. Ayrıca, dışardan gelen uyaranlarla dikkatin kolayca dağılması, düzenini sürdürmede zorlanma, eşya ve oyuncakları sık sık kaybetme, aldığı sorumluluk ve görevleri unutma gibi belirtiler de dikkat problemlerine işaret ederler. Dürtüsellik: Sırasını beklemede zorlanma, isteklerini erteleyememe, daha soru bitmeden yanıt verme, acelecilik, başkalarının sözlerini kesme gibi davranışlar ve bu davranışlar sonucu çocuğun işlevselliğinin olumsuz yönde etkilenmesi durumu, dürtüsellik sorunlarını düşündürmelidir.
DEHB, çocuğun işlevselliğini birçok alanda etkilediğinden tedavisi de kapsamlı olmalıdır. DEHB’a karakterize olan davranışsal, bilişsel, sosyal ve ailesel alanlardaki sorunları çözmek tedavinin ilk hedefi dir. İyi bir tedavi; ilaç, psikoterapi ve psikososyal tedavileri kapsar
Okul Başarı Problemleri
Genellikle okul başarısızlığı gösteren çocukların başarıları, gerçek yeteneklerinin altında seyreder. Okul başarısızlığı gösteren çocuklarda, çoğunlukla amaç ve değer eksikliği, aşağılanma sonucu oluşan duygusal örselenme, olgunlaşmamış ilişkiler, endişe ve huzursuzluk gibi belirtiler görülür. Bu çocuklar, yetersiz çalışma alışkanlığı, dikkati yoğunlaştıramama, hayal kurma, aşırı hareketlilik, ödevlerini tamamlayamama ve organize olamama gibi özelliklere sahiptirler. Genellikle sınıfta ya çok sessiz ve uslu yada çok gürültücü ve yaramazdırlar, sınıf arkadaşlarıyla sürekli tartışır ve otoriteyi kabul etmek istemezler. Ödevlerini hazırlarken dikkatsiz ve vurdumduymazdırlar. Sınıfta ya hiç derse katılmaz ya da çok az katılırlar. Zamanlarını başta kalem yontma ve kemirme olmak üzere her çeşit eşya ile oynayarak, çevresindekilerle konuşarak ve onları rahatsız ederek geçirirler.
Bunların dışında çocuğunuzla ilgili olarak;
-Öğretmenden çocuğunuzun derste başarısız olduğuna dair uyarılar alıyorsanız,
-Kitabı önünde saatler boyunca çalıştıktan sonra bile, hala anlamadığından şikayet ediyorsa,
-Nasıl çalışacağını bilmediğini söylüyorsa, düzensiz bir tarzı olduğu fark ediliyorsa,
-Çalışmaya harcadığı zamanın karşılığı olacak notlar almıyorsa,
-Ana noktalardan çok önemsiz noktalar için vakit harcıyorsa çocuğunuzun yardıma ihtiyacı olabilir.
Görsel Dikkat
Özellikle görsel dikkati eksik olan insanlar baktıklarını akıllarında tutamamakta, kimi zaman “bakar kör” olarak tabir edilen şekilde gördüklerini anlamlandıramamakta hatta günlük hayatta çok rastladığımız şekliyle “Bir saattir bakıyorsun hala anlamadın mı?” sözlerini haklı çıkaracak şekilde gördüklerini sorduğumuz zaman bir şey hatırlamadıklarını söyleyebilmektedirler. Aynı şekilde çocuklar bir saat boyunca okudukları konudan soru sorulduğunda cevaplayamamakta, erişkinler gazete okuyup hiçbir şey anlamadıklarını söylemekte, bu sorun günlük hayatta farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır.
Görsel dikkat eksikliği sorunu yetişkinlerin yaşam kalitesini etkileyip okuduklarını anlamamalarına hatta akıllarında tutamamalarına sebep olurken, bu sorun okul çağındaki çocuk ve gençlerde daha büyük bir etki göstermekte, onların ders başarısını belirlemekte, görsel algı eksikliği nedeniyle gördüklerini anlamadıkları için dersin başında çabuk sıkılmakta, ders çalışmak istememekte, sınıfta tahtada yazılanları eksik olarak anlamakta hatta defterine yalan yanlış geçirmektedirler. Bütün bunların sonucunda da ders çalışmaktan soğumakta ya da aldıkları kötü puanlar nedeniyle kendilerine olan güvenleri azalmaktadır. Belirli sürelerde yapılan seanslar ile görsel dikkati yükselen öğrencilerin bu durumu ile ilaç kullanmasına gerek olmadan ya da gerekiyorsa da düşük dozda ilaç kullanılarak ders başarıları yükseltilmektedir.
İşitsel Dikkat
Duymak ve dinlemek birbirinden farklı iki kavramdır; duymak kulağın, dinlemek ise beyinin işlevidir. İyi bir dinleyici olmak için öncelikle iyi şekilde duymak gerekir, ancak kulakların iyi duyması tek başına dinlemek için yeterli olmayabilir. İşitilen seslerin beyin tarafından işlenmesi, düzenlenmesi ve anlaşılır hale getirilmesi gerekir. İşitsel dikkat kavramı kulak ve beyin arasındaki bu süreci tanımlamak için kullanılır. İşitsel dikkat süreci bozulduğunda bu duyulan sesleri anlamayı etkiler. Bu alanda sorun yaşayan çocuklar birbirine benzer sesleri fark etmekte zorlanabilirler. Özellikle arka fondaki gürültü ve sesler anlamayı olumsuz olarak etkiler. İşitsel dikkat bozukluğu çoğu zaman farklı sorun alanlarıyla (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Öğrenme Güçlükleri gibi) karışabilir, ya da bu sorunlarla birlikte görülebilir. İşitsel dikkat bozukluğunun okul çağındaki çocuklarda görülme sıklığının % 5 olduğu belirtilmektedir. İşitsel dikkat bozukluğu olan çocukların öğretmeni etkili bir biçimde dinleme zordur. Bunun yanı sıra günlük konuşmayı takip etmekte yaşadıkları sorunlar nedeniyle sosyal ilişkilerden kaçınmayı tercih edebilirler. Bu çocukların “çekingen” olarak isimlendirilmeleri çok sık rastlanan bir durumdur. Bireyin yaşadığı sorunlara yönelik olarak uygun müdahalelerin yürütülmesiyle işitsel dikkat bozukluğunun olumsuz etkilerin azaltılması mümkündür.
Odaklanma
Dış uyaranlara karşı sürekli tepki verir durumda olmak odaklanma bozukluğu anlamına gelir. Odaklanma problemi genetik kaynaklı, beyinsel bir rahatsızlıktan kaynaklanabildiği gibi zaman zaman artan bir ivme ile de kendini gösterebilir. Ergenlik çağının bitimine kadar çocuklarda odaklanma eksikliği görülür. Ancak kimi çocuklar, belirgin olarak odaklanma sıkıntısı çekmelerinin yanı sıra dürtüsel hareketlerde de bulunurlar. “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” ismi verilen bu davranış bozukluğu yaşamı oldukça zorlaştırır. Beyin kimyasallarının aktivasyonları ile ilgili olan bu bozukluğun yüksek zekanın bir belirtisi olduğu düşünülse de bu bilginin doğruluğu kanıtlanmamıştır.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.